ust_banner

sol_blok

ANA SAYFA
 
KURAN-I KERİM

HADİSLER
İNCELEME - ARAŞTIRMA
GÜNDEM YAZILAR
BAŞKA HAKİKATLER
MİFTAHU'L-CENNEH
(Cennetin Anahtarı)
<< Tamamını Oku >>
 
EKÜMENİK KUTSAL KİTAP
<< Tamamını Oku >>

Apokrif Kitaplar

Kitab-ı Mukaddes
 
Linkler
İletişim

"(Resûlüm) de ki:
Ey Ehl-i Kitap!
(Yahudi ve Hıristiyanlar!) Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz." (Âl-i İmran S., 64)

Tevrat ve İncil, Paraklet'i Müjdeliyor!

TEVRAT'TAN İŞARETLER

" Kendilerine kitap verdiklerimiz, O'nu, çocuklarını tanıdıkla­rı gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bilmelerine rağmen gerçeği gizlerler ." (Bakara Sûresi, 146)

***

Bu bölümde; Eski Ahit 'te -muhtemelen- Peygam­beri­mi­ze ( Hz.Muhammed 'e) , Peygamberimiz'in çıktığı bölgeye ve ge­tirdiği mesaja işaret ettiği kanaatinde olduğumuz bölümleri inceleyeceğiz.

Kur'an , Yahudilerin, kelimelerin yerlerini ve anlamla­rı­nı saptırmak suretiyle dinlerinde tahrifat yaptığını söy­le­mek­­tedir. (en-Nisa, 46; el-Maide, 41) Bu yüzden Peygambe­ri­mizle ilgili işaretler, Yahudiler tarafından başka anlamlara çekil­mek ve değiştirilmek istenmiştir. Kelimelerin anlamını çar­pıtarak var olan anlamı bozan ehli kitap; böylece Pey­gam­berimize ve İslam'a işaret eden izahların anlaşılmasını zorlaştırmışlardır.

Yahudi din adamlarının, Eski Ahit 'te, İslam ile ilgili var o­­lan işaretleri yanlış anlamlandırmaya çalışmaları, Peygam­berimiz'in döneminden beri süregelen bir olgudur. Bu bö­lü­mün başında alıntıladığımız ayette kitap verilenlerin (Ya­hu­di ve Hıristiyanların) bir kısmının, Peygamberimiz'in Pey­gamberliğini anlamalarına rağmen gerçeği gizledikleri söy­len­mektedir. Yine Kur'an'da, Tevrat ve İncil 'in Peygam­be­rimize işaret ettiği belirtilmektedir. Bize düşen; Tevrat'ı ve İncil'i incelememiz sonucunda var olan işaretleri bulma­ya çalışmaktır. Bu bölümde, Tevrat'ın ve İncil'in en eski nüs­halarının dilini bilen araştırmacıların araştırmalarını de­ğer­lendirmemiz ve kendi incelememizi eklememiz sonucunda Peygamberimize işaret ettiğini tahmin ettiğimiz Eski Ahit ve İncil açıklamalarını size sunacağız.

Bütün Peygamberler İslam'ı Anlatmıştır

Kur'an, Hz.Adem'den beri gelen bütün peygamberleri ' Müslüman ' olarak tanıtır. Müslüman kelimesi Allah'a teslim olmayı ifade eder. Ayrıca bu kelime barışta, emniyette olmayı da ifade eder. Sami dil alimlerinin vardığı kanaate göre İbranice " şalom " kelimesi, Arapça " İslam " (selam da ay­nı kökten gelir) kelimelerinin hepsi Samice'deki tek ve ay­nı kökten, yani " şlama " kelimesinden türerler ve aynı an­la­ma sahiptirler. Türkçe'de biz ' Müslüman, İslam ' ifadelerini sadece Peygamberimize uyanlar için kullanıyoruz. Bu ke­li­meler Türkçe'ye anlamları daralarak girmişlerdir. Oysa bu kelimeler, Allah'ın gönderdiği bütün dinlere uyanları ifade eder. Kur'an'ın kullandığı bu kavramlara Eski Ahit'te şöyle rastlıyoruz:

"Selametle(İslam'la) gelen Peygamberin söylediği eğer çıkarsa, o­­nun gerçekten Efendi'nin gönderdiği Peygamber olduğu an­la­şı­lır." (Eski Ahit-Yeremya; 28/9)

Tercümede " selametle " diye çevrilen bu kelimenin, Eski A­hit'in orijinal dilinde " İslam " ile aynı anlama geldiğini gör­dük.

Tarihsel olarak Hz.Musa'dan sonra gelip de; 1- Allah'ın var­­lığını 2- Allah'tan başkasına tapmamayı 3- Bütün Pey­gam­berlerin onaylanmasını 4- Ahiret gününe inanmayı 5- Gü­­zel ahlâkı savunmayı; öldürmeye, çalmaya karşı durmayı ve za­yıfların, yetimlerin gözetilmesini söyleyen ve bunu dünya ça­pında yerleştiren iki peygamberden biri Hz.İsa, diğeri Peygamberimiz Hz.Muhammed'dir. Eski Ahit'te ge­çen ifa­de, bir peygamberin söylediklerinin çıkmasının ve peygamberin İslam'la gelmesinin; o peygamberin doğruluğunu gös­­tereceğini söylüyor. Peygamberimizin söyledikleri sonucu mil­yarlarca insan, Allah'ı sevmiş, Allah'ın kud­re­tinin son­suz­luğuna inanmış; Allah'ın, Peygamberimize verdiği ki­tapta tüm söylenenlerin doğruluğu ise, tarihin i­lerlemesi ve bili­min gelişmesiyle anlaşılmıştır. Eski Ahit'in hiçbir ye­rinde ise Hz. Musa 'dan sonra peygamber gelmeyeceğine da­ir bir a­çıklama yoktur. Hz. Muhammed 'in pey­gam­berliğinin doğ­ru­luğunu Eski Ahit'e inanan bir kişi, sırf bu ifadeden bile anlayabilir. Üstelik Eski Ahit, bir Peygam­berin selamet­le (İslam'la) gelmesini şart koşarken, İslam is­mi en çok Hz. Mu­hammed ile bütünleşmiştir.

Muhammed İsmine İşaret

" 6 : Her şeye Egemen Efendiniz diyor ki; 'Bir kere daha, vakit az­dır ve Ben göklerle yeri, denizle karayı sarsacağım.

7 : Ve bütün milletleri sarsacağım ve bütün milletlerin Hi­mada'sı gelecek ve bu mabedi şanla, şerefle dolduracağım,' der.

8 : ' G ümüş de, altın da benimdir', diyor her şeye Egemen Efen­diniz.

9 : 'Benim bu son evimin şöhreti ilkinden daha büyük olacak,' der kalabalıkların Efendisi. Ve; 'Bu yerde selam(şalom) vereceğim,' der kalabalıkların Efendisi." (Eski Ahit-Haggay; 2/ 6- 9)

Haggay 7'de orijinal metinde geçen " Himada " kelimesi, Arapça'da geçen ‘ Muhammed ' ismiyle aynı köklerden (H-M-D) gelmektedir ve genel olarak aynı anlamları taşımaktadır. Böylece Hz.Muhammed'in ismi veya isminin anlamını ve­ren kelime, gelecekte oluşacak görkemli bir olay ile be­ra­ber anılmaktadır. Eski Ahit'ten sonra gelen ve Allah'ın varlığını milyarlara yayan Muhammed Peygamberin(s.a.v.) ge­li­şinden daha görkemli ne olabilir?! Üstelik Haggay 9'da geçen " şalom " kelimesinin İslam ile aynı anlama geldiğini, aynı köke sahip olduklarını gördük. " Himada " kelimesinin Türkçe'ye " değerli eşyalar " anlamında çevrilmesi yüzünden Eski Ahit'i İbranicesinden takip etmeyenler bu inceliği gö­re­memektedirler.

Musa Gibi Peygamber

" 18 : Onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çı­kartacağım. Ve sözlerimi onun ağzına koyacağım. Ve kendisine em­rettiklerimin tümünü onlara bildirecek.

19 : Ve vaki olacak ki; benim ismimle söyleyeceği sözlerimi dinle­me­yecek olan kişiyi Ben cezalandıracağım." (Eski Ahit - Tesniye: 18/18-19)

Tevrat'ın Tesniye bölümünde, ileride gelecek bir pey­gam­bere işaret edilmektedir. Hıristiyanlar, bu ifadenin Hz. İsa'yı işaret ettiğini söylemektedirler. Fakat birçok açıdan Hz.Musa'ya Hz.İsa'dan daha çok benzeyen Peygam­be­rimiz'­in de bu ifadeyle kastedilmiş olması mümkündür. Belki de hem Hz.İsa'ya, hem Hz.Muhammed'in ikisine birden işaret vardır. Doğrusunu Allah bilir.

Hz.İsa'nın Yahudi olması sebebiyle ayete daha uygun ol­duğu düşünülebilir. Fakat Yahudilerin ve Arapların ortak atadan geldiği, yani kardeş toplumlar oldukları bilimsel in­celemelerin de sonucudur. Tucson Arizona Üniversitesi 'nden Michael Hammer ve İsrail Üniversitesi nden birkaç mes­lektaşı 1371 kişinin Y kromozomlarındaki 18 bölümü in­­ce­lediler. 29 farklı topluluktan gelen bu insanlar içinde, yedi Yahudi (Avrupa); Latin, Kuzey Afrikalı, Kürt, İraklı, İranlı, Yemenli ve Etyopyalı, beş Arap; Filistinli, Lübnanlı, Suriyeli, İsrail Drüz, Suudi ve 16 Sami olmayan grup vardı. Çalışma, farklı bölgeden gelen Yahudilerin ve Arapların birbirleriyle yakın akraba olduklarını gösterdi. Bu çalışma Hz.İbrahim'in hem Yahudiler'in hem Araplar'ın ortak atası olduğuna dair inançla uyum içindeki bilimsel bir veridir.

Tevrat'ın Tesniye bölümündeki ifadeye dönersek, Hz. Mu­hammed'in Hz.Musa'ya, Hz.İsa'dan daha çok benzeyen birçok yönünü gösterebiliriz. Hz.Musa'nın da Peygam­be­ri­miz'in de kendi yaşamları içinde kendi toplumlarında bir hakimiyet kurdukları, bir yapı oluşturdukları bilinmektedir. Hz.İsa'nın vefatından sonra Hıristiyanlar böyle bir yapı oluşturabildiler.

Peygamberlerin ortak mesajı taşıyan insanlar oldukla­rını bilen bizler için, Hz.İsa ile Hz.Muhammed'den han­gi­sinin daha çok bu ayete uyduğunu söylemek zordur. Fakat Hz.İsa'yı teslis(üçleme) inancıyla ilahlaştıran kiliselerin, Tes­niye bölümündeki bu ifadenin Hz.İsa'ya Peygambe­ri­miz­den çok uyduğunu söylemeleri büyük bir çelişkidir. Çünkü kiliseler Hz.İsa'yı tanrılaştırarak, tüm insanların gü­nahları için öldüğünü söyleyerek, Hz.İsa'yı tüm diğer pey­gamberlerden farklı bir konuma sokarlar. Bu tavrı benimseyen bir Hıristiyanın, Hz.Musa'ya Hz.İsa'nın Hz.Mu­ham­med'­­den daha çok benzediğini söylemesine imkan yoktur.

Ayrıca Tesniye 18'deki ve 19'daki bir ifadeye özellikle dik­kat çekmek istiyoruz: "Bu gelecek peygamberin, Tanrı'nın is­miyle sözler söyleyeceği" vurgulanmaktadır. Peygamberimize gelen Kuran'ın en ilginç ve diğer kitaplarda görünmeyen özelliklerinden biri; her sûrenin (114 sûrenin 113'ü) Bes­me­le ile yani "Bismillahirrahmanirrahim" (Merhametli, Şefkatli Al­lah'­ın ismiyle) diye başlamasıdır. Peygamberimize verilen Kur­'­­an'ın bu özelliği, gelecek peygambere Allah'ın sözle­rinin verileceğini ve o peygamberin "Allah'ın ismiyle" bu sözleri söyleyeceğini belirten ifadelerle büyük bir uyum oluşturmaktadır.

Peygamberimizin Çıktığı Yere İşaret

" 1 : Ve Allah adamı Musa'nın, ölümünden önce İsrail­o­ğul­ları'­na okuduğu hayır dua şudur.

2 : Ve dedi: 'Efendiniz Sina'dan geldi. Ve onlara Seir'den doğ­du. Paran Dağından parladı. Ve mukaddeslerin on binler­ce­si­nin içinden geldi. Onlar için sağ elinde alev alev yanan ateş vardı.'" (Eski Ahit-Tesniye: 33/ 1-2)

Vefatından önce Hz.Musa'nın duası gerçekten de il­ginç­tir. Bu ifadede geçen birinci yer olan Sina Dağı , Hz.Mu­sa'­nın çıktığı bölgedir. İkinci yer Seir olup, Hz.İsa'nın çık­tığı bölgedir. Üçüncü yer ise Peygamberimiz Hz.Mu­ham­med'in çıktığı bölgeyi ifade eden Paran Dağları dır.

Böylelikle Hz.Musa'nın duasında söyledikleriyle; insanların tek Allah inancına inanmasını sağlayan, insanlığın ge­le­ceğinde yaygın şekilde kabul görecek, Allah'ın gönder­di­ği üç din bir arada anılmaktadır. Bu ifade aynı zamanda Tevrat'ın kendisinden sonra gelen Hz.İsa'yı ve Hz.Mu­ham­med'i onayladığının bir delilidir. Kur'an nasıl sonda di­ğer Peygamberleri; Hz.Musa'yı ve Hz.İsa'yı onayladıysa, Tev­rat da bunu başta gerçekleştirmiştir. Tesniye 33/2'de Pey­gam­be­rimiz'in onbinlerin içinde geleceğinin söylenmesi, daha yaşarken Peygamberimize onbinlerce insanın uyması bakı­mından, oluşmuş olan gerçeklikle tamamen uyumludur.

Kedar Halkından Olan Putları Kıracak Seçkin Kul

Eski Ahit İşaya bölümü 42'de geçen gelecek ile ilgili an­la­tımlar, Peygamberimizle büyük bir uyum göstermektedir. Hz.Muhammed gerçekten de hem putları yok etmesiyle (8. cümle) , hem daha sağken yeryüzüne hakim olup adaleti sağ­lamasıyla (3. ve 4. cümle) hem Ruh'tan (Cebrail) vahiy al­ma­sıyla (1.cümle) hem üstün ahlâkıyla (2. ve 3. cümle) hem insanlara ışık olup, körelmiş gönülleri iyileştirmesiyle (6. ve 7. cümle) hem Kur'an gibi yeni bir vahyi insanlara duyurmasıyla (10.cümle) ve hem Hz.İbrahim'in oğlu, İsmail'in oğ­lu Kedar 'ın soyundan olan bir toplumun üyesi olmasıyla (11. cümle) bu alıntılayacağımız Eski Ahit'ten bölümlere tam bir uygunluk göstermektedir:

" 1 : İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu seçtiğim kulum. Ruhumu (Cebrail'i) onun üzerine koydum. Milletler için adaleti meydana çıkaracaktır.

2 : Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek.

3 : Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak.

4 : Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları O'nun kanunlarını bekler.

5 : G ökleri yaratıp, onları yayan, yeryüzünü ve ürününü seren, dünyadaki insanlara soluk, orada yaşayanlara ruh veren Efen­di­niz Allah diyor ki:

6 : Ben Efendin. Seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, se­ni koruyacağım, seni halka antlaşma ve uluslara ışık ya­pacağım.

7 : Öyle ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi ka­ranlığında yaşayanları özgür kılasın.

8 : Ben Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, öv­gü­lerimi putlara bırakmayacağım.

9 : Bakın önceden bildirdiklerim gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum, bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.

10 : Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey. Kıyılar ve kıyı halkları. Efendinize yeni bir ilahi söyleyin. Dünyanın dört buca­ğın­dan onu ezgilerle övün.

11 : Çöl ve onun şehirleri, Kedar'ın oturduğu köyler seslerini yük­seltsinler. Sela'da oturanlar terennüm etsinler, dağların doruklarından bağırsınlar." (Eski Ahit-İşaya: 42/ 1-11)

İşaya'daki bu bölümleri okuyanlar, Hz.Muhammed'le, bu anlatımların uyumunu anlayacaklardır. Bu olayların ile­ride olacağının söylenmesi (9. cümle) de önemlidir. Demek ki; bu müjde, Hz.Musa zamanında ve daha önce açığa çıkmamıştır. İşaya 42. bölümün devamında 17'de, putperestle­rin utandırılmasından bahsedilmesi de ilginçtir.

Dikkatli bir incelemeyle Eski Ahit'te daha birçok işa­retler bulunabilir. Kur'an'ın söylediklerini embriyolojiden astronomiye, jeolojiden arkeolojiye birçok bilim dalı onayladığı gibi, Eski Ahit'in bozulmamış işaretleri de desteklemektedir.

"Ey Kutsal Kitabın bağlıları! Tanık olduğunuz halde, ne­den Allah'ın delillerini inkâr ediyorsunuz? / Ey Kutsal Ki­­­tab'ın bağlıları! Neden gerçeği yalanla örtüyor ve bile bi­le gerçeği gizliyorsunuz?" (Ali İmran Sûresi, 70-71)

İNCİL'DEN İŞARETLER

" Ey Kutsal Kitab'ın bağlıları! Kitabın gizlediğiniz birçok bölü­münü size açıklayan ve birçoğunu açıklamadan geçive­ren elçimiz si­ze geldi! Gerçekten size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir kitap gel­di. " (Maide Sûresi, 15)

***

Bu bölümde mevcut İncil'e dayanarak Peygamberimiz'in geleceğini müjdeleyen açıklamaları inceleyelim. Bu incelemeyi yaparken Kuran'ın, Hıristiyanların İncil'den birçok şe­yi gizlediğini söyleyen ayetini unutmayın.

Hıristiyanların bir kısmının en çok korktuğu şey; üç­le­me inancının yıkılması, Hz.İsa'nın diğer peygamberler gibi bir peygamber olarak algılanmasıdır. Peygamberimize, İn­cil'in işaret ettiği kabul edilirse, Hz.İsa'yı aşırı yücelten açıklamaların yanlışlığı ortaya çıkacaktır. Bu yüzden kilise­nin en çok gizlemeye çalışacağı bilgilerin başında İncil'de Pey­gamberimize yönelik işaretlerin varlığı gelmektedir. Kilise kendi otoritesini ve hatta varlığını korumak için İn­cil'de geçen ifadeleri saptırmaya çalışacaktır. Unu­tul­ma­ma­lıdır ki Hz.İsa, Aramice konuşuyordu. En eski İncil nüshaları ise Eski Yunanca, Latincedir. Anlaşılıyor ki, tahrifatların ö­nem­li bölümü İncil'in Eski Yunanca'ya ve La­tince'ye aktarılması sırasında olmuştur.

Paraklit'ten Kasıt Nedir?

"Hani Meryemoğlu İsa da; 'Ey İsrailoğulları! Ben, sizin için Allah'ın elçisiyim. Benden sonraki ismi övü­len­/­ö­ven (Ah­med) olan bir elçinin de müjdeleyicisi­yim,' demişti." (Saff Sûresi, 6)

***

Kur'an, Hz.İsa'nın, Peygamberimizi müjdelediğini söy­le­miştir. İncil'de doğrudan bu ifadeyi bulamayanlar, Kur'­an'­ın kutsal kitaba bağlananların dinlerini gizlediklerini söy­le­yen ayetine de dayanarak, Hıristiyanların bu ifadeleri içe­ren İncil ayetlerini yok ettiklerini düşünmüşlerdir. Bir kı­sım ayetler için bu mümkündür. Fakat araştırmalar sonucu; bir kısım ifadelerin anlamı saptırılarak yanlış yorumlandığı, Kuran'ın belirttiği bu müjdeyi, mevcut İncil'lerin aslında hâlâ içinde taşıdığı anlaşılmıştır. Kutsal kitapların in­ce­lenmesi de, böylece Kur'an'ın bir izahının daha doğrulu­ğunu ispatlamaktadır.

Kuran, övülmüş olan veya öven anlamlarına gelen " Ah­med " kelimesiyle, Peygamberimizin müjdelendiğini belirtir. " Ahmed " kelimesi " Muhammed " kelimesiyle aynı kökten ge­lir. Bazıları "Ahmed" isminin Peygamberimizin özel ismi ol­duğunu düşünür. Bizce özel isim olarak "Ahmed" yerine, "Ah­med" kelimesinin ifade ettiği " öven, övülen " anlamlarını düşünmek daha doğrudur. Çünkü Peygamberimizin ismi Kur­an'da dört yerde geçer ve hepsinde " Muhammed " olarak ge­çer. (Bakınız: Ali İmran Sûresi, 144; Ahzab Sûresi 40; Fetih Sûresi 29; Mu­hammed Sûresi, 2) Ahmed isminin özel isim olarak kulla­nıl­dı­ğını dü­şün­sek de hiçbir şey değişmez. Her durumda "Ah­med" keli­mesi "Muhammed" isminin anlamını vermektedir ve aynı kö­ke (H-M-D) sahiptir.

Peygamberimize işaret eden ve Peygamberimizin ismiyle aynı anlamlara gelip "Ahmed" kelimesinin karşılığı olan ke­limelerle, Peygamberimiz'in Yuhanna İncilinde nasıl müj­delendiğini inceleyelim.

Hz.İsa'nın havarilerle yediği en son yemeğin sonunda, ya­­kalanıp götürülmesinden önce, havarilerle yaptığı son görüşmeler bir tek Yuhanna İncil'inde geçmektedir. Diğer üç İncil (Matta, Markos, Luka) bu olaydan hiç söz etmez. Hz. İ­sa'nın vasiyeti sayılabilecek sözler ettiği bu görüşmelerin diğer üç İncil'de olmaması nasıl açıklanabilir? Acaba bu ifadeler, diğer İnciller'den sonradan çıkarıldı mı? Yuhanna İncil'inde geçen ifadeler şöyledir:

" 15 : Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi gözetirsiniz.

16 : Ben de Baba'ya yalvaracağım ve o size başka bir Paraklit gön­derecektir." (İncil-Yuhanna: 14/15-16)

" 26 : Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Paraklit, Kutsal Ruh size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak." ( İncil-Yuhanna: 14/26)

" 6 : Size söylediklerimi hatırlatır." (Yuhanna 14:26) (Hz.İsa ile Hz.Muhammed'in mesajı özde aynı gerçekleri içerir.)

Hıristiyanlar, Paraklit'ten kastın Ruhu'l-Kuds(Cebrail) ol­­duğunu söylerler. Peki İncil'in diğer yerlerinde geçen Hz. Cebrail neden hiçbir yerde Paraklit olarak geçmemektedir de, gelecekte geleceği belirtilen şahıs söz konusu olunca Paraklit ifadesiyle Hz.Cebrail kastedilmektedir? Hz.İsa, Yu­hanna 16'da gelecek Paraklit'in kendisi gibi olduğunu söy­le­mektedir. İnsan olan Hz.Muhammed mi, yoksa Cebrail mi Hz.İsa'ya benzer ve onun gibidir? Hz.İsa'dan sonra gelip de Hz.İsa'nın Peygamberliğini savunan, Allah'ın varlığından ahiretin varlığına kadar tüm temel noktaları insanlara öğ­reten, kendisinin bilgisiyle değil, Allah'ın kitap olarak in­dirdiği vahiyle öğreten Peygamberimizden başka kim var­dır?

Prof. Abdulahad Davud 'a göre ‘Paraklit' kelimesinin Hz. İ­­sa tarafından vazedilen Arami lisanındaki "Himda" ve "He­mi­­da" kelimelerinin Eski Yunanca'ya tercüme edilmiş şekli olması kuvvetle muhtemeldir. (Bir önceki bölümde Eski Ahit'­te bu kelimeyle Peygamberimize işaret edildiğini gördük.)

Yuhanna İncil'inde geçen Paraklit'in, Kutsal Ruh (Ceb­ra­il) diye açıklanmaya çalışılmasını eleştiren Prof. Dr. Mau­ri­ce Bucaille , bu anlayışı reddederek Paraklit'in(Pa­rak­le­tos) Hz.İsa'dan sonra gelecek, Hz.İsa gibi bir peygamber olduğunu Yunan dili etimolojisine dayanarak şöyle a­çık­lar:

"Burada öne sürülen insanlara bildirme işi hiçbir surette Kutsal Ruh'un(Cebrail'in) işlerinden olan bir ilhamdan iba­ret de­ğildir. Aksine kendisini belirleyen Yunanca ke­li­medeki yayma kav­ra­mı sebebiyle, onun açıkça maddi bir ni­teliği vardır. Şu halde Yunanca ' Akouo ' ve ' Laleo ' fiilleri bir ta­kım maddi işleri ifade e­der­­ler ve bu fiiller ancak işitme ve konuşma organlarına sahip bir varlıkla ilgili olabilirler. Do­la­yısıyla bu fiilleri Kutsal Ruh'a (Ceb­rail'e) uygulamak müm­kün değildir. Öyleyse Yuhanna'nın Parak­lit'­inde, Hz.İsa gibi işitme ve konuşma melekesi olan bir insan gör­mek, mantığın götürdüğü bir sonuç sayılmalıdır. Yunanca me­tin bu melekeleri kesin olarak gerektirmektedir. Demek ki; Hz.İsa, ken­disinden sonra Allah'ın yeryüzüne bir başka insan gönderece­ğini ve onun rolünün, bir cümleyle söylemek gerekirse Allah'ın kelamını işiten ve onun mesajını insanlara tebliğ eden bir peygamberin rolü olacağını haber vermektedir. Şimdi elimizde mevcut me­tinde bulunan Kutsal Ruh kelimeleri tamamen kasıtlı olarak sonradan ya­zılmış bir ilaveden ileri gelmektedir. İlavenin gayesi Hz. İsa'dan sonra bir peygamberin geleceğini haber veren bir parçanın ilk anlamını değiştirmektir. Çünkü buna inanmak, Hz.İsa'nın son peygamber olmasını isteyen gelişme halindeki Hıristiyan cema­at­leriyle çelişki ortaya çıkarıyordu."

Prof. Abdulahad Davud , Paraklit kelimesinin anlamını etimolojik olarak şöyle anlatır:

"Paraklit kelimesi ' Periqlytos ' kelimesinin bozulmuş şeklidir. 'Pe­riqlytos' gerek etimolojik, gerekse lugat anlamı itibariyle ' şanı yü­­ce, övülmeye layık olan ' demektir. Bu hususla ilgili şahidim Alexandre'nin 'Dictionnaire G rec Français' isimli eseri olup ke­li­meyi şöyle açıklar: 'Bu birleşik isim ' peri ' ön eki ile ' övmek ' kökünden türeyen ' kleotis ' kelimesinden mürekkeptir. Bu kelime Arap­ça'da en meşhur, en çok öven, şanı en yüce olan ' Ahmed ' keli­me­sinin tam karşılığıdır. Burada halledilmesi gereken tek mesele Hz.İsa tarafından kullanılan bu ismin Arami dilindeki aslını bulmaktır." 

Peygamber

" 20 : Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu, açıkça konuştu, inkâr et­medi: 'Ben Mesih değilim,' diye açıkça konuştu.

21 : Onlar da kendisine; 'Öyleyse sen kimsin? Sen İlyas mısın?' di­ye sordular. O da; 'Değilim,' dedi. 'Sen O Peygamber misin?' Yah­ya;'Hayır,' diye cevap verdi. (İncil-Yuhanna: 1/ 20-21)

Hz.Yahya'ya 3 soru sorulmaktadır ve o, bu 3 soruya da o­lumsuz cevap vermektedir:

1. Sen Mesih misin?(İsa mısın?) 2. Sen İlyas mısın? 3. Sen O Peygamber misin?

Matta İncil'ine dayanıp, Yahya Peygamberin, İlyas Pey­gam­ber olacağını söyleyenler olmuştur. Buradaki ifade; "O za­man öğrenciler, İsa'nın kendilerine Vaftizci Yahya'dan söz et­ti­ği­ni anladılar," şeklindedir. (İncil-Matta: 17/11-13) Oysa Yu­han­na'­da geçen ifadede Yahya, çok açık bir şekilde İlyas olma­dı­ğını söylüyor.

Yuhanna'da üç ayrı peygamberden bahsedilir. Bunlar 1- İ­sa, 2- İlyas, 3- O Peygamber'dir. Yahya Peygamberin, İsa Pey­gamberle aynı dönemde yaşadığı bilinmektedir. İncil'­de, İsa Peygamber, İlyas'ın geldiğini ve insanların ona çok çi­leler çektirdiğini söyler. (İncil-Matta: 17/12)

Peki o zaman "O Peygamber" kimdir? İnsanlar Tev­rat'­ın (Tes­niye: 18/18) ifadesinde belirtilen peygamberi beklemektedirler. Bu da göstermektedir ki, "O Peygamber" Hz.İsa'dan farklı bir şahsiyettir. Peki Tevrat-Tesniye 18/18'de be­lir­til­diği gibi Allah'tan aldığı sözleri insanlara duyuran, Hz.İsa'­nın çıktığı dönemde hâlâ gelmemiş olan ve Hz.İsa'dan farklı olan peygamber kimdir? Hz.Muhammed dışında Al­lah'­tan aldığı peygamberlik görevini yerine getirip tarihte ö­nemli bir yer kazanmış ve Hz.İsa'dan sonra gelmiş ikinci bir insan gösterilebilir mi?..

Yalancı Peygamber Nasıl Tanınır?

" 15 : Yalancı peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postu içinde yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır.

16 : Onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız. Hiç dikenlerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanır mı?

17 : Her iyi ağaç iyi ürün verir. Çürük ağaç ise kötü ürün verir.

18: İyi ağaç kötü ürün vermediği gibi, çürük ağaç da iyi ürün vermez.

19 : İyi ürün vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır.

20 : Demek ki, onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız." (İncil - Matta: 7/15-20)

İncil'in hiçbir yerinde Hz.İsa'dan sonra peygamber gel­me­­yeceği söylenmez. Buna karşın İncil'de peygamberlik id­di­asında olanları tanımada şu kriter verilir: "Verilen ürüne bak ve yalancı ile doğru söyleyeni ayırt et." Oysa Hz.İsa'dan sonra hiç peygamber gelmeyecek olsaydı; Hz.İsa; "Benden son­ra Peygamber gelmeyecektir, benden sonra kim peygamberlik id­dia ederse o yalancıdır," diye çok kestirme bir şekilde bu so­ruyu cevaplayabilirdi. Hz.İsa'nın, yalancı ve doğru peygamberi ayırt etmede tavsiye ettiği yöntem, başlı başına Hz.İsa'dan sonra peygamber geleceğine yeterli delildir.

Hz.İsa'dan sonra peygamber gelecek olması ise Hz.Mu­hammed'in peygamberliğine Hıristiyanlar için yeterli delil olmalıdır. Çünkü Hz.İsa'dan sonra gelip de Allah'a inanan, Allah'a güvenen, Allah'ı seven, putları terkeden toplulukla­rın oluşması gibi harika bir ürün sadece ve sadece Pey­gam­be­­rimizle yollanan din(İslam) sayesinde elde edilmiştir.

Tüm bu açık gerçeklere ve Tevrat'taki, İncil'deki işa­ret­le­re rağmen, Tevrat'ın ve İncil'in onayladığını hahamlar, pa­­pazlar örtbas etmek için, saptırmak için yarışırlar. İncil'­de ne adı geçen, ne kendisine işaret olan Katolik, Ortodoks mez­hepleri, Roma'daki Papa ve başpiskopos beyefendile­rin(!) görüşleri ne yazık ki, Hıristiyan halkın büyük bir bö­lümü için Tevrat ve İncil'in görüşlerinden daha önemlidir.

"Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Me­sih'i efendiler(rab) edindiler. Halbuki hepsi de tek Tan­rı'ya kulluk etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'n­dan başka tanrı yoktur. O bunların ortak koştukları şeylerden yücedir." (Tevbe Sûresi, 31)

"Kutsal kitabın bağlılarıyla, zalim olanları hariç, en güzel olan bir tarzın dışında bir yöntemle mücadele etmeyin. Ve de­yin ki; 'Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Tan­rı'mız ve Tanrı'nız aynıdır. Biz sadece O'na teslim ol­duk.'" (Ankebut Sûresi 46) (Paraklit için ayrıca bkz.:www.mucizeler.com)

 

 
alt_banner