ust_banner

sol_blok

ANA SAYFA
 
KURAN-I KERİM

HADİSLER
İNCELEME - ARAŞTIRMA
GÜNDEM YAZILAR
BAŞKA HAKİKATLER
MİFTAHU'L-CENNEH
(Cennetin Anahtarı)
<< Tamamını Oku >>
 
EKÜMENİK KUTSAL KİTAP
<< Tamamını Oku >>

Apokrif Kitaplar

Kitab-ı Mukaddes
 
Linkler
İletişim

"(Resûlüm) de ki:
Ey Ehl-i Kitap!
(Yahudi ve Hıristiyanlar!) Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz." (Âl-i İmran S., 64)

İNCİLLERDEKİ EKSİKLİKLER NE ANLAMA GELİYOR?

Bir veı gerekmez mi?

Mesela; İsa'nın, havarileriyle birlikte yemiş olduğu ‘son ak­şam ye­me­ği' konusu diğer üç İncilde (Matta: 26/26-28; Mar­kos: ­14 /22-24; Luka: 22/19,20) anlatılmasına rağmen Yuhan­na İn­ci­li­n­­de neden yokya birkaç İncil'in anlattığı çok önemli bir hususu, di­ğer İncil'­de/İncillerde bulamamak; tahrifatın açık bir tes­­­ci­li değil mi­dir? Eğer bir İncil, tek başına Allah'ın kitabı ise; diğerlerinden eksik olmamastur? (*)

Hz.İsa'nın tutuklanmasından önce, Son Yemek 'in biti­min­­de, havarilerle yaptığı son görüşmeler bölümünü nak­leden tek İncil yazarı Yuhanna'dır. Bu görüşmeler, hayli uzun bir hi­tabe ile sona ermektedir: Yuhanna İncili'­nin dört bölü­mü­(14 ila 17. bölümler) bu rivayete tahsis edilmiştir ki; bu­nun­la öteki İncillerin hiçbir ilgisi bulunmamaktadır...

(*): “Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükran duasını yapıp ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. ‘Alın, yiyin' dedi; ‘bu benim bedenimdir.' / Sonra bir kâ­se alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek; ‘Hepiniz bundan için,' dedi. / Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.”(Matta: 26/26-28) şeklindeki İncil ifadelerinden hareketle Hıristiyanlar, âyin esnasında; -İsa'nın eti ve kanı' niyetine papaz elin­den- şaraba batırılmış ekmek yemektedirler. Bu inanç ve uygulama, Hıris­ti­yanlığın temel unsurlarındandır ve buna ‘Eucharistie(Ökaristi)' denir. Yani; ‘insanın yiyip içtiği kutsal ekmek ve şarapta, Tanrı'nın hazır bulunduğuna ve insanın, bunu yiyip içmek suretiyle Tanrı ile birleştiğine inanmak,' demektir.

İsa ile bütünleşmek; Yuhanna'da - ‘ son ak­şam ye­me­ği'nden/‘Eucharistie(Öka­­­ris­ti)'den söz edilmeden- şu şe­kil­­de beyan edilmektedir: “ Yu.6:54: Bedenimi yi­ye­­nin, kanımı içenin sonsuz ya­­şamı vardır ve ben onu son günde dirilteceğim. / Yu.6:55: Çünkü bedenim ger­çek yiyecek, kanım ger­çek içecektir./ Yu.6:56: Be­denimi yiyip kanımı içen bende ya­şar, ben de onda.”

Hz.İ­sa'­nın ruhani vasiyetini ihtiva eden, böylesine dokunaklı ve­da hikayesinin Matta, Markos ve Luka'da en ufak bir şekil­de dahi yer almamasını nasıl izah etmeli?.. (Kitab-ı Mukaddes, Kur'an ve Bilim, s.155)

Yine; Petrus'un İsa'ya doğru, su üzerinde yürümesi; balı­ğın ağzında akça/para bulunması; Platus'un hanımının rü­ya­­­sı; İsa'nın kıyamında, bütün azizlerin mezarlarından kalk­­ması; İsa'nın kabri başına muhafızların konulması gibi hu­suslar, sadece Matta İncilinde bulunmakta ve diğer üç İn­cil­lerde hiç bahsi geçmemektedir. (*)

(*): Bugünkü Tevrat ve İncillerdeki -geçmişten bugüne artarak intikal eden-bütün bu farlılıklar, çelişkiler ve tutarsız­lıkları, acaba “Kitab-ı Mukaddes” inanlıları nasıl açıklıyor dersiniz?..Ken­di­le­rinden dinleyelim:

“Böylesine uzun dokümanların elle yazılması yorucu bir iştir ve bazı yanlışlıklar kaçınılmazdır. Bunları kopya edenler, birbirlerine benzeyen harfleri ka­rıştırabilirler, yerlerini değiştirebilirler, ya da aralarındaki metni atlayarak tekrar edilen bir sözcükten ötekine geçebilirler. Kopya etmekte olduğu elyazma­sı­nın kenarındaki bir yazıyı metnin bir kısmı olarak metne dahil etmiş olabilirler. İyi niyetli bir yazıcı, elyazmasına gramerini ya da anlamadığı bir noktayı ‘dü­zelterek' kasıtlı değişiklikler ekleyebilir. Sonuç olarak, kopya etme işlemi bü­yük bir dikkat ve saygıyla yapıldığı halde, bu elle kopya edilen elyazmalarında çok sayıda küçük çelişkiler bulmaktayız...

Söz konusu çelişkilerin, -hemen hemen hiçbir istisna olmaksızın- Kutsal Kitap ayetlerinin elle kopya edilmesinin sonucu olan küçük hatalar olduklarını söyleyebiliriz. Kutsal bir Tanrı'nın önündeki dürüstlük, bunların hiçbirinin göz­ardı edilmemesini gerektirir. Yine de, binlerce elyazmasının dikkatle incelenmesi, günümüzde çeviride kullanılan Yunanca metnin esinlendirilmiş orijinaline çok çok yakın olduğunu kanıtlar. Sonuç olarak bu, ‘Kutsal Kitap' ayetle­ri­nin gerçek olduğunun kanıtını kuvvetlendirmiştir ve gerçek bir dürüstlükle elimizde Tanrı'nın gerçek Sözü olduğundan emin olabiliriz..!”

(www.isamesih.org sitesinde John G ilchrist imzasıyla yayınlanan ‘Evet Kutsal Ki­tap Tanrı Sözüdür' kitabından aynen alınmıştır.)

Bu ifadeler; Tevrat ve İncil'in tahrif edildiğinin/bozulmuş olduğunun, mevcut K. Mukaddes'in çelişki ve hatalarla dolu olduğunun; aslını kaybettiğinin açıkça itirafından başka nedir?!.Yani açıkça şu beyan ediliyor: “Elimizdeki Tevrat ve İnciller, bir sürü hatalarla doludur ama yine de Tanrı'nın kita­bı­dır!..”
 
alt_banner